Çakralar
Çakralar, kristal kayıtların merkezleri olan renk ve enerji çarklarıdır. Gökkuşağı çakralarıdır.
Yerden ve gökten gelen tüm renk ve elementlerin kayıtları çakralarımızda mevcuttur. Çakralarımız dört elementin temsilidir ve bu dört element doğru şekilde çalıştığında çakralarımızda gökkuşağı renkleri oluşur.
Çakralar evrenin düzenine ve dengesine uygun bir enerji akışındadır. Kişinin enerji frekansına uygun oluşur. Çakralar insanda mevcut olan dört elementin saf ışığıdır.
Ruh ve beden bütünlük içerisinde olmadığında, çakralarda frekans bozuklukları meydana gelir. Bu durumda çakra enerjileri, organ enerjilerimizi her yönden rahatsız eden, hastalık ve depresyona sebep olabilen negatif ve dumanlı görünüme dönüşür.
DURU GÖRÜ
EVRENİN SIRRI 9 ANA ÇAKRA
Çakra (Sanskritçe, Pali kelimesi; Chaka, Çince ve Tibetçe: Khorlo) anlamına gelir. Hinduizm ve bazı inanç sistemlerinde tekerlek veya dönüş anlamına gelir. İnsandaki enerji merkezlerinin girdaplardan oluştuğuna inanılır. Çakralar Hint ve Asya kültürlerinde ise bağlantı noktaları olarak bilinir. Bedenimizde enerji alanları mevcuttur. İnsan vücudundaki metafizik veya biyofiziksel enerji alanları da denebilir. Yoga ve Bio Enerji yüksek lisansları; insanın görünenin ötesinde bir varlık olduğunu öne sürerler.
Bedenin dışındaki fiziksel varlık daha hassas bir titreşimle hareket etmektedir. Büyük mucit Nikola Tesla;
“Eğer 3 - 6 - 9 sayılarının gizemini bilseydiniz, o zaman evrenin kapılarını açacak bir anahtarınız olurdu.” demiştir.
Nikola Tesla titreşim ve frekans mucizesi makinesini yarattığında yıl 1898'di. Tesla 3,6 ve 9 rakamının tüm insanlar için çok önemli olduğunu dile getirdi. Evrende gördüğümüz ve göremediğimiz, canlı ve cansız her şey titreşmektedir. Her bir zerrenin kendine özel frekansı vardır. Bu nedenle her şey birbiriyle iletişim halindedir. Yaratılmış olan her şeyin özü enerjidir. Çevremizde gördüğümüz maddesel kütleler ise enerjinin yoğunlaştırılmış halidir.
İnsanın titreşmesi, 9 ana çakra sayesinde gerçekleşmektedir. Reansuh 9 çakraya kadar çalışan bir enerji çalışmasıdır. Kök çakramız yani ayaklarımız titreşim frekansı oluşturmak üzere, zaman ve mekânın ötesine geçmemizi sağlayacak biçimde bir araya gelirler. Bu çalışma ile vücuttaki tüm elektronlar harekete geçirilir ve enerji, ilk elektrondan itibaren tüm çakralardan geçerek insanı boyutlara açar. Enerji merkezleri 9. tepe çakramıza hızla, yüksek frekanslı enerji gönderir. Frekansımızı yükselterek, var olan her yere ve her şeye ulaşabiliriz. Bu sayede evrende ışık hızında hareket edebilmekteyiz.
Bir kütle olarak gördüğümüz insan vücudu aslında sadece hücrelerden oluşuyor. Hücre ise; çekirdek, atom, nötron ve protondan oluşuyor. Bu durumda insan sadece yoğunlaşmış enerji alanlarıdır.
Reansuh Yuasuha 9 ana çakramızı, enerji merkezlerimizi tam aktif duruma getiren enerjidir.
Görmenin iki çeşidi vardır; içsel ve dışsal.
Fiziksel gözlerimizin haricinde gizli ama ışık yayan iki gözümüz daha var.
Bu gözlerden biri epifiz bezidir. Üçüncü göz olarak da adlandırılır. Diğeri ise kalbimizin içindedir. Kalp gözümüzdür. Timüs bezi ise kalbimiz ile boğaz çakramız arasındaki frekans aracıdır.
Bu ikisinin arasında öyle bir sır vardır ki, bu sır sonsuzlukta incecik bir yoldur. Bu yol yalnızca kalpten kalbe akar.